Although it is a revenge tale based on The Count of Monte Cristo, its heart is perhaps closer to Frankenstein, but to a Frankenstein in which the monster is capable of self-redemption, of moving beyond isolation and bitterness toward an enlightened humanity.

It is rich in incident, ambitious in conception, terse and unemotional in style, and fiercely Romantic in theme. This is my favorite classic science fiction novel. “Kaplan! Kaplan!, Alfred Bester’in yazdığı en iyi eser.” “Pekçoklarınca şimdiye dek yazılmış en iyi bilimkurgu romanı.”

“Bilimkurgu edebiyatı gerçek deha ürünü çok az eser çıkardı ve bu da onlardan biri.” “En sevdiğim kitap ne mi? Kaplan! Kaplan!” Yaklaşık altmış senedir herkesin en iyi on bilimkurgu kitabı listesindeki yerlerini korudular.” “Bester’in iki muazzam kitabı zamanının ötesine geçmeyi başardı. Kaplan! Kaplan!, bilimkurgu edebiyatındaki Monte Kristo Kontu. Tüm Dünya’yı değiştirecek bir sırrı da yanında taşımaktadır.Īlfred Bester Kaplan! Kaplan!’da bilimkurguya getirdiği tüm yenilikleri bir seviye ileri götürüyor ve belki de yazılmış en iyi bilimkurgu romanını ortaya çıkarıyor. Uzayda ölüme terk edilen ve 170 gün boyunca havasız ortamda hayatta kalmayı başaran Gully Foyle, kendine geldikten sonra gemi enkazından kurtulur ve intikamını almak için yola koyulur. Aşırıların çağındaydılar, ucubelerin büyüleyici yüzyılı… ama kimse bunu sevmiyordu.” Servet ve hırsızlığın, talan ve yağmacılığın, kültür ve ahlaksızlığın geleceği… ama kimse bunu kabul etmiyordu. “Yüksek maceranın, zengin yaşamanın ve zor ölmenin olduğu bir Altın Çağ’dalardı… ama kimse öyle düşünmüyordu.

Kaplan! Kaplan! by Alfred Bester